Asur ve Hitit yazılarında Harput'tan söz edilmektedir. Boğazköy'de bulunan Hititler'e ait çivi yazılı belgelerde Harput yöresine IŞUVA denildiği görülmektedir. M.Ö. 19.  asırda bulunan Asurlar'a ait çivi yazılı Kapodokya metinlerinde KARPATA adıyla geçen yerin Harput olduğu söylenmektedir. Geçmişte birçok değişik isimlerle anılan Harput’tan bugünkü yerleşim yerine (Mezre) taşınanlar Harput’a Yukarışehir demişlerdir. Elazığ'ın Osmanlı Dönemindeki ilk adı Mezradır. Elazığ'ın Sultan Abdulaziz zamanında bayındırlaştığı(mamur edildiği) ve buraya MAMURET'ÜL  AZİZ yani Aziz'in yaptırdığı kent adı verilmektedir. Sonraları halkın ağzında daha kolay söylenebildiği için ELAZİZ olarak kullanılmıştır. 17 Kasım 1937 'de ELAZİZ'e gelen Atatürk, şehrin adının ELAZIK olmasını istemiş; Atatürk'ün önerisi ve Bakanlar Kurulu karari ile Elaziz, Elazık olarak değiştirilmiştir. Azık diyarı anlamına gelen bu kelime, söyleniş zorluğu nedeniyle 10 Aralık 1937 'de bir bakanlar kurulu kararı ile bugünkü söyleniş şekliyle kabul edilmiştir.

1850’li yıllarda dönemin Osmanlı Padişahı Sultan Abdulaziz’e atfen şehre verilen Mamuret’ül Aziz ismi tarih sayfaları arasından özenle seçilerek alınıp, adı söylendiğinde insana gerçekten bir iç huzuru vermesi, tarihi çağrışımlar yaptırması sebebiyle Vakfımıza isim olarak verilmiştir. Bu isim Vakıfa verilirken şehrimizin tarihinden izler taşıyarak geçmişle gelecek arasında bir köprü olması düşünülmüştür.